SANAL CENNET IRMAKLARI.
Mazot maliyeti 3-4 katına, gübre 4 binden 17 bin TL'ye çıkmış, seralar uçmuş, buğday ekimi %30 azalmış. Sanayide enerji kesintisi üretime sekte vurmuş, şeker fiyatları artmış çiftçi zorda haberleri ayyuka çıkmış durumda..
Kurullar toplanmış, etekler tutuşmuş, önlemler gündeme gelmiş, zamanında yapılmayan planlar, alınmayan kararlar göç yolda düzülürken ülkenin tarımını 120 yıl geriye götürmüş. Tüm bunlar olurken, günlük tarım haberlerini yorumlamaya elimiz gitmiyor. Belki gelecekten bahsedersek birkaç cesurun ufkunu açmış oluruz.
Türkiye’nin ilk NFT tarım yazısını yazmanın gururu ve heyecanı içerisinde insan türüne olan hayranlığım giderek artıyor. Hele Türkler için inanılmaz hayranlık duyuyorum, Kripto parada, NFT’de en çok biz boy göstermeye başladık.Bilmeyen duymayan varsa kısaca NFT nedir sorusunu yanıtlamaya çalışayım. Son dönemde herkesin merak ettiği konulardan birisi de, NFT kavramı. Non Fungible Token ya da Türkçe’deki karşılığı ile Değiştirilemez Token olarak ifade edilen NFT’ler diğer kripto paraların aksine takas edilemiyor. NFT haline getirilen herhangi bir fotoğrafın / eserin milyonlarca dolar karşılığında alıcı bulması, kolay para kazanma peşinde olanları buna yönlendirdi.
Ekmek almaya paramız yok metaverse’de arsaları parselledik. Millet duymadan bizde modası geçecek. NFT değerleri babamın deyimiyle “bozdur bozdur” harca türünden fırsatlarla geliyor.
Metaverse nedir? Yenilir mi, içilir mi, yoksa yanında mı yatılır? Metaverse kavramını anlamak için kelimenin kendisine bakmalıyız. Yunanca “sonra, öte” anlamına gelen “Meta” ve İngilizce “Universe” kelimelerinin birleştirilmesi ile türetilen Metaverse, kısaca “Evrenötesi” anlamına geliyor. Kısaca açıklamak gerekirse Metaverse, tüm dijital dünyaların birleştirilmesiyle oluşturulan kolektif bir sanal paylaşım alanıdır, yani içinde tüm dijital dünyaların bulunduğu kurgusal evren de diyebiliriz.
Gerçek hayat yüzyıllık yalnızlıklara hapsederken ve zaaflarıyla safralarıyla hayatımızı donatsa da gerçek yaşam tutunanlar için gerçek üstü zamanlara methiye düzen uygulamalar, deneyimler, sanat akımları bir çırpıda algılarımızı ele geçiriyor. Arkadaşım anlatıyor “Yoksulluk kötü ama en azından metaverse’de kralım” diyerek olmayan şeylerle hava atarak sürdürülebilir bir motivasyondan beslenmeye çalışıyor. Zamana yenildik, yoksullaştık, gerçek evrende istediğimiz zenginliğe sahip olamadık tam bu sırada “tesadüf olduğuna katiyen inanmadığım metaverse ve NFT” çıkageldi. Elinde sarı lalelerle. Bizi gülümsetmeye, yüreğimize su serpmeye yetti de arttı. En son çiftlik bank ile feleğin çemberine çelme takmak isteyenler kazın ayağının öyle olmadığını tez zamanda görmüş olsa da biz yine de metaverse alemini sevdik. Umutsuz, bitik, üretim ve hayattan kopuk insanlara cennet vadederek geldi. Cenneti ölünce görmek yerine canlıyken yaşatmayı vadederek geldiler. Hasan Sabbah’ın cennetinden daha mı gerçek?
Yoksulluk derinden izler açarken belleğimize, gıdayı paylaşmayanlar tarafından bizi uyuşturacak enstrümanlarıyla NFT güneş gibi doğdu dünyamıza. Yoksulluğumuzu unutturacak türden ışıklı, sınırsız, haz dolu metaverse den sonra şimdi de gözümüzü NFT pazarına diktik. Tarımsal topraklar, bitkiler, oyunlarda ticari ürün satışları, ekimden, hasattan token toplamak. Yemek tarifleriyle gelsin puanlar.
Tarım arazilerinin NFT pazarında görücüye çıkarken gerçekte de ülkemizin toprakları onu piyasaya sürenlerce talan ediliyordu., tarımsal ürünlerin büyüme anları, hasatlar, tohumlar, toprak özellikleri tüm bunlar tarım piyasasından NFT’ye ve oyun pazarına göz kırpan fikirler.
Biz orada oynarken,üretimi ihtiyacımızı karşılamayan her tarımsal ürünü üç beş kat pahalı fiyattan bize satıyorlardı gerçek yaşamda.
Yemek yapmak için malzemeleri doğramak, tarlada hasat yaparak kazanmak, hayvanlar için yem biriktirmek. Hayatta kalmak için balık avlamak, gıda üretmek ve tüm bunlarla altın veya NFT toplamak hayallerini de satıyor aynı kapitalist sistem. Yediği balın üstüne kaymak ta ekliyordu yani. O kazandığı paralar ile fiyatı ne kadar yüksek olursa olsun gıdaya ulaşabilirken bizdeki sanal elem cennetinde gezenler açlıklarını bastıracak yiyecekler bulamaz duruma düşüyor. Kilosu 4-5 tl olan patatesin kilosuna 300-400 tl ödeyerek cips olarak tüketerek obez olduktan sonra bu sefer de onların üretimleriyle tekrar zayıflamaya çalışıyor.
Düşünen tarım
Tarım akıllandıkça düşünmeye, düşündürmeye devam ediyor. Blockchain oyunlarında NFT tabanlı oyunlar hem oynanıyor hem sosyal fayda sağlıyor. Gelecekte insanlığı tarım mı yoksa sanal gerçeklikte yaratılan hazlar mı doyuracak? Sanal gerçeklik, 7 kat evrenin başka bir katı olabilir mi, belki de Şol Cennet’in ırmakları NFT’de deste deste token olarak akacak.
Anadolu’nun tarım mirasını, görselleri, ritüelleri, tarif ve tohumları metaverse ve NFT ile dünya ile buluşturmak.
Zaman karaborsada, zamanın ürettikleri zihne zarar işler, ayak uydurması çok zor. Onlara dikilen deli gömleğini sorgulayan ve diyalektik düşünenler giymiyor. O zamanda vatan haini ve ya terörist yaftası yiyorlar. Yönetimse günlük tarım politikaları ile problemlere kısa vadeli çözümler ile biz fanilerin karnını doyurmaya çalışıyor. İklim krizi önümüzdeki 10 yıl içerisinde gıdadaki paylaşım sorununu “gerçek gıdaya ulaşmak” olarak değiştirecek. Soru şu biz yoksullar metaverse’de /NFT’de doyabilecek miyiz? Hasat zamnı geldiğinde elimizde ne olacak? Açlık, susuzluk, soğuk, pahalılık mı, bol ve yeterli gıda mı, temiz ve ulaşılabilir su mu?
Hürdoğan Aydoğdu
Comments